Kabızlık Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Kişilerin kabızlıktan anladıkları farklılık gösterebilmektedir. Kimine göre zorlu dışkılama kabızlık sayılırken kimine göre seyrek dışkılama kabızlık olarak nitelendirilmektedir. Genel olarak kabul gören tanımı haftada 3 kereden az olan zorlu dışkılamadır. Kesin bir tanım yapılması ve genel bir oran vermek doğru olmaz. Bunun nedeni ise dışkılamanın kişiden kişiye değişmesi ve etkileyen birçok faktörün bulunmasıdır. Ülkemizde görülme oranı tam olarak bilinmemektedir fakat konstipasyonun ile alakalı yapılan lokal çalışmalarda; bu oran %29 ile 40 arasında değişmektedir. Erkeklere nazaran kadınlarda, gençlere nazaran yaşlılarda kabızlık sorunu daha sık görülmektedir. 60 yaş ve üzeri bireylerin yaklaşık olarak %30u bu sorunla yaşamaktadır.
Kabızlık başlı başına bir sorun olmasına karşın pek çok hastalığın da belirtisi konumundadır. Konstipasyon vücudun normal işleyişinde bir sorun veya aksaklık olduğunun bir belirtisidir. Bu nedenle kabızlığın nedeni doğru tespit edilmelidir.
Kabızlık Vücudumuzun Neresinde Meydana Gelir?
Kabızlık (Konstipasyon) zorlu ve sert dışkılama anlamına gelmektedir. Dışkı ise yediklerimiz sindirildikten sonra kalan artıklardır. Yani doğrudan sindirim sistemi ile alakalıdır. Sindirim sistemi ağız, yutak, yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak ve anüsten meydana gelir. Bu sindirim zincirinde kabızlık ile birinci dereceden alakası olan organlar kalın bağırsak ve anüstür.
Kalın bağırsak sindirim sisteminin sondan bir önceki halkası ve dışkının depolandığı organdır. Sindirim sisteminin son basamağı ise dışkının yani gaitanın vücuttan atılmasına yarayan anüstür. Kalın bağırsağın uzunluğu yaklaşık olarak 1,5 metre, çapı ise 6 – 7 cm civarındadır. Ancak esnek bir yapıya sahip olduğu için içinde besin varken daha da genişleyebilir. Dışkı geçişi esnasında yıpranmalara neden olmaması için kalın bağırsağın yüzeyinde mukoza tabakası ve bezleri bulunmaktadır. Bunlar, sürtünmeyi ve sürtünmenin olumsuz etkisini azaltmaktadır. Bağırsağın dışındaki dokular ise diğer organlarla sürtünmeyi engelleyerek organı korumaktadır. Kalın bağırsak yapısı sayesinde dışkının ezilmesini ve vücuttan atılmasını sağlar. Aynı zamanda içtiğimiz suların emilerek dolaşım sistemine katılmasını sağlar. Bu organda oluşabilecek herhangi bir aksaklık, bozukluk veya işlev kaybı kabızlık ile doğrudan alakalıdır. Ayrıca biotin ve folik asitlerin üretiminde de kalın bağırsağın rolü bulunmaktadır. Gereksiz ve uzun süreli antibiyotik kullanımları yayarlı bakterilerinde yok olmasına neden olarak biotin, folik asit gibi yararlı bakterilerden üretilen vitaminlerin sentezlenmesini de engellemektedir.
Kabızlık Türleri Nelerdir?
Kabızlığın sınıflandırılması akut ve kronik olarak yapılmaktadır. Evrensel bir sınıflandırma yapılabilmesi için kronik kabızlık durumunun tespit edilmesinde Roma 4 kriterleri esas alınmıştır. Bu kriterlere göre bir kişinin kronik kabız olarak nitelendirilmesi için aşağıdaki kriterlerden en az 2 sini 6 aydan uzun bir süre devam edecek şekilde yaşıyor olması gerekmektedir.
- Aşırı ıkınma
- Sert dışkılama
- Tuvalet ihtiyacının tam giderilememesi hissi
- Anal bölgede tıkanıklık hissi
- Tuvalet ihtiyacının giderilmesi için elle müdahaleye ihtiyaç duyulması
- Haftada üçten daha seyrek dışkılama
Ek olarak dışkının yapısı da konstipasyon hakkında bilgi vermektedir. Bristol Dışkı Ölçeğinde türleri ve değerlendirilmesi ele alınmaktadır. Tip 3, 4, 5 normal dışkı, tip 1 ve 2 sert topaklı dışkıyı ifade etmektedir. Tip 1 ve 2 kabızlık olduğu anlamına gelmektedir. Tip 6-7 ise ishal vakıalarında görülen dışkı şekilleridir.
Kabızlık Oluşmasına Neden Olan Durumlar Nelerdir?
Hareketsizlik, yanlış beslenme, az sıvı tüketimi gibi durumlar kabızlığa neden olabileceği gibi bazı hastalıklarda kabızlığa neden olmaktadır. kabızlığa neden olarak durumların genel olarak sebebi belli olmayan yani birincil (primer) ve ikincil (sekonder) olarak 2’ye ayırılmaktadır.
Birincil Kabızlık Nedenleri Nelerdir?
Sorunun nedeni tam olarak tespit edilemediği durumlarda sorunun nedeni primer nedenler olarak kabul edilir. Tıp literatüründe nedeni kesin olarak bilinemeyen durumlar idiopatik olarak adlandırılır. Primer risk faktörleri ise şunlardır; kalın bağırsak hareketlerinin azalması, dışkı geçişinin yavaşlaması, kalın bağırsak tembelliği ile anorektal disfonksiyon bulunmaktadır.
Roma kriterleri kabızlığın kronik olup olmadığının anlaşılması için yeterlidir. Ancak nedenlerinin ve tipinin ayırt edilmesi konusunda yetersiz kalmaktadır. Dışkının gösterdiği reaksiyon göre yavaş transit kabızlığı, normal transit kabızlığı ve engelli dışkılama olarak sınıflandırılmıştır.
-Yavaş Transit Kabızlık
Primer nedenlere bağlı olarak gelişen kabızlıklarda sorunun nedeninin ne olduğunun tam olarak anlaşılamadığından bahsedilmişti. Yavaş transit bunun örneklerindendir. Yavaş transit dışkının bağırsaktan olması gerekenden yavaş bir şekilde geçmesidir. Yavaş bir şekilde ilerleyen dışkı bağırsakta bekledikçe sertleşme eğilimindedir. Bu durumda dışkılamanın daha da zorlu hale gelmesine neden olmaktadır. Yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen verilere göre yavaş transit kabızlık problemi yaşayan insanlarda kolon hareketliliğinin sağlanması için sinir ve kaslar arasında bulunan hücrelerin sayısında azalma yaşanmaktadır. Azalmanın sebebi ise henüz bilinmemektedir.
Yavaş transit kabızlık ile alakalı oran verilmesi pek çok değişkene bağlı olması sebebiyle oldukça zordur. ABD’de yapılan bir çalışma nüfusun %3’ünün kabızlık sorunu yaşadığını ve bu sorunu yaşayanlardan ise % 15 ila% 30’unun dışkının bağırsaktan yavaş geçişine bağlı olduğu tespit edilmiştir. Dışkının yavaş ilerlemesi her zaman bağırsakta bir doluluk olması ve buna bağlı olarak şişkinlik, karın ağrısı gibi şikayetlerin yaşanmasına neden olmaktadır.
-Pelvik Taban Disfoksiyonu
Sebebi kesin olarak belli olmayan ve kabızlığa neden olan bir diğer durum ise Pelvik Taban Disfoksiyonudur. Dışkılama olayı birden fazla kasın koordineli olarak çalışmasına bağlı olarak gerçekleşmektedir. Pelvik taban kasları da bu kaslardan birisidir. Normal bir dışkılama gerçeklemesi için otomatik olarak bu kaslar gevşer ve dışkılama işlemi gerçekleşir. Pelvik taban disfonksiyonu olan kişilerde, kaslar gevşemek yerine kasılır ve bu durum dışkılamanın gerçekleşmesini olumsuz etkiler. Kişi tuvalet ihtiyacını tam olarak gideremedği için sık sık tuvalete gitmek zorunda kalır.
İkincil Kabızlık Nedenleri Nelerdir?
Dışkılamanın ertelenerek zamanına boşaltım yapılmaması ve beslenme alışkanlıkları gibi nedenler ikincil nedenler olarak kabul edilmektedir.
Lifli Gıdaların Yetersiz Tüketilmesi
Dışkı tüketilen besinlerden gerekli olanlar kullanıldıktan sonra arta kalan kısımdır. Bu da demek oluyor ki ortaya çıkan dışkı tamamen yediklerimizle alakalı. Lif yönünden zengin olmayan besinler sindirilirken bağırsakta sertleşmeye neden olmaktadır. Beslenme kaynaklı bir kabızlık yaşanmaması için kişilerin lif açısından zengin (meyve, sebze, tahıl) beslenmesi tavsiye edilmektedir.
Dışkılamanın Ertelenmesi
Çevrenizde sık sık evi dışında bir yerde tuvalete gidemeyen insanlarla karşılaşırsınız. Veya işinizin yoğun olduğu ir esnada tuvalet ihtiyacınız gelse bile erteleyerek işinize devam ettiğiniz durumlar olmuştur. Ya da pek çok insan hijyenik bulmaması sebebi ile pek çok ortamda tuvaleti kullanmaktan kaçı arak dışkılama ihtiyacını ertelemektedir. Bu tür ertelemeler dışkının bağırsakta daha uzun süre kalarak sertleşmesine neden olmaktadır. Ve dolaylı olarak kabızlığa neden olmaktadır. Özellikle bunun davranış haline getirilmesi kronik kabızlığa neden olabilmektedir.
Fonksiyonel Bozukluğa Bağlı Kabızlık Nedenleri
Kalın bağırsak veya rektumda ortaya çıkan fonksiyon bozuklukları veya işlev kaybı doğrudan kabızlıkla alakalı olabilmektedir. Örneğin
Bağırsak Damar Tıkanıklığı
Vücudumuzun tamamında olduğu gibi bağırsaklarda damar bulunmaktadır. Ateroskleroza bağlı olarak bağırsak damarları daralır ve bu durum kabızlığa neden olur. Tıkanan bağırsak damarları uzun süreli yani kronik bir kabızlığa neden olur.
Bağırsak Düğümlenmesi (Volvulus)
Bağırsak düğümlenmesi bağırsaklarda oluşan tıkanıklığa bağlı olarak kıvrım ve büklümler oluşturur. Düğümlenme olmasının sebeplerinden bazıları; yoğun bağırsak hareketliliği, aşırı yemek yeme, karın yapışması, kolon rahatsızlığıdır. Düğümlenen bağırsaklardan dışkı geçişi zorlaşır ve kronik olarak konstipasyon meydana gelir. Belirtileri karın şişkinliği, ağrı, kusma, kabızlık ve kanlı dışkıdır. Semptomların başlangıcı aşamalı veya hızlı olabilir.
Kronik Fissür
Fissür kabızlığa bağlı olarak makat derisinde meydana gelen yırtık ve çatlaklara veren isimdir. 2 haftadan uzun süren fissürler kronik olarak kabul edilir. Küçük bir yara olmasına karşın oldukça can yakıcıdır. Dışkılama esnasında can yanması dışkılamanın ertelenmesine neden olmaktadır. Bu durum ise tabiri caizse bir kısır döngü halini alarak kişinin hayatını zora sokmaktadır.
Gebeliğe Bağlı Kabızlık
Dışkılama zorluğu neredeyse her gebenin başına gelen bir durumdur. Amerikan gebeler derneğinin paylaştığı bilgilere göre gebelik döneminde kabızlık yaşanmasının nedeni salgılanan hormonlardır. Hormon artışına bağlı olarak konstipasyon sorunu oluşmaktadır. Diğer bir neden ise bebeğin büyümesi ile bağırsaklara uygulanan baskının artmasıdır.
İlaç Kullanımına Bağlı Olarak Ortaya Çıkan Kabızlıklar
İlaçların etkisi olduğu kadar pek çok yan etkileri de bulunmaktadır. Bazı yan etkiler tolere edilebilirken kabızlık gibi gündelik hayatı zora sokan yan etkiler tolere edilemeyebilir. Kabızlığa neden olan bazı ilaçlar şunlardır; Antiasitler, idrar söktürücü ilaçlar, sinir sitemi ilaçları (nöroleptikler), anti enflamatuar ilaçlar, demir eksikliği ilaçları, parkinson hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçlar, antihistaminikler, kas gevşeticiler, narkotik ağrı kesiciler ve bazı antidepresanlar.
Stres ve Depresyonun Kabızlığa Etkisi
Stres, depresyon ve duygu durum bozuklukları kabızlık üzerinden doğrudan etkiye sahiptir. 2000 yılında yapılan bilimsel bir çalışma kabız hastaların yaklaşık %65inde depresyon ve duygusal bozukluklar saptamıştır. Araştırma için kabızlık sorunu yaşayan hastalardan rastgele 40 kadın ve 14 erkek seçilmiştir. Bu 54 kişinin %65inde duygusal problemler olduğu tespit edilmiştir.
Kalın Bağırsak Kanseri Ve Kabızlık
Yazımızın giriş kısmında kabızlığın başlı başına bir hastalık olmadığından ve kabızlığın daha ciddi hastalık ve sorunların habercisi olabileceğinden bahsedilmişti. Kalın bağırsak kanseri kabızlığın neden olabileceği en uç nokta yani en ciddi hastalıktır.
Kalın bağırsak kanseri sindirim sisteminin son bölümü olan kolon kısmında meydana gelmektedir. Kanserleşme ilk etapta iyi huylu poliplerle başlamaktadır. Belirtiler düşük düzeylidir. Zaman içerisinde polipler artarak kötü huylu tümörlere dönüşerek kolon kanserine neden olmaktadır. Bu nedenle uzun süreli kabızlıklar mutlaka değerlendirilerek doktora başvurulmalıdır.
Son Olarak
Kabızlığın tek başına bir hastalık olmaması dolayısıyla uzun süreli dışkılama zorluklarında özellikle 6 aydan uzun süren sert ve zorlu dışkılamalar için mutlaka doktora başvurulmalıdır. Bu sayede kabızlığın neden olabileceği hastalıklardan erken tanı ile korunmak mümkün olacaktır.